Open/Close Menu Ben gelmedim davi için, benim işim sevi için...

Bugün nüfusu on beş milyona yaklaşan İstanbul acaba eskiden nasıl temizleniyordu? Osmanlı döneminde de çöp problemleri var mıydı? Temizlik işleri kimler tarafından ve nasıl yapılırdı? Toplanan atıklar gömülüyor muydu, yakılıyor muydu? Temizlik mevzuuyla alakalı belge ve fotoğraflar var mıydı? İstanbul’un temizlik işleri bugüne kadar nasıl yapılmış, hangi aşamalardan geçerek günümüz koşulları oluşmuştu? Fatih Sultan Mehmet…

Osmanlı döneminde kayıkçılar, deniz konusundaki uzmanlıklarıyla zaman içinde Boğaziçi’nin efendileri konumuna gelmişlerdir. Boğazda görev yapan kayıkçıların eğitim seviyeleri düşüktür. İlmi yönden eğitimleri az olan kayıkçılar meslekî bilgilerini usta çırak yöntemi ile öğrenirlerdi. Bunların çoğu okuma yazma bilmez, ancak kendilerine gerekli olan bilgiler konusunda uzmanlaşırlardı. Boğazda esen rüzgâr ve akıntılar bilmeleri gereken temel iki meslekî bilgi…

Nasreddin Hoca karısıyla bir yaz gecesi damda yatarken, artık ne olduysa olmuş, damdan aşağı düşüvermiş. Gürültü patırtı derken, komşuları Hoca’nın başına toplanmışlar. İçlerinden biri: – Hocam, hâlin nicedir; ne yapalım, doktor çağıralım mı? deyince: Hoca – Tez, demiş, bana bir damdan düşen getirin. Hâlimden ancak o anlar! Mersin Silifke’de 1938 yılında dünyaya gelen Doğan Cüceloğlu’nun…

Osmanlı İstanbul’unda henüz buharlı gemilerin icat edilip denize inmediği dönemlerde mekânlar arası insan naklini sağlayan başlıca vasıtalar kayıklardı. Genelde bütün kayıklar, özelde ise saltanat kayıkları minyatür su sarayları olarak algılanmaktaydı. Ancak saltanat kayıklarının dışında kalan elçilik kayıkları, hususi kayıklar ve piyade kayıkları da tezyinat ve işlemeleriyle birer minyatür su sarayları görünümündeydi. Başlığımızı teşkil eden “Boğaziçi’nde…

Gecenin karanlığından kurtularak gündüz gibi yaşama çabaları insanlık tarihinin en önemli uğraşlarından birini oluşturmuş ve bu uğurda büyük çabalar harcanmıştır. Bütün dünya ile birlikte Osmanlı ve İstanbul halkı da akşam karanlığını aydınlatma ve geceyi doya doya yaşama gayreti içerisine girmiştir. Eski İstanbul’da ışık cümbüşünün az olduğu zamanlarda şehir ve sokaklar karanlık olmasına rağmen asla ürpertici…

© 2020 - Mehmet Mazak

logo-footer